Pages

23 Ocak 2013 Çarşamba

Yorgunluk hissini nasıl yenebiliriz?

Yorgunluk hissini nasıl yenebiliriz?
çocuk zeka
Hayatımızın bazı dönemlerinde nedenini bilmediğimiz yorgunluk hissine kapılabiliriz. Sabahları çok yorgun kalkarız, uyku problemleri yaşarız, konsantrasyon problemleri ve hiçbir şey yapmak istemediğimiz dönemler olabilir.
Yorgunluk hissimizin elbette patolojik nedenleri olabilir; nörolojik hastalıklar, enfeksiyonlar, diyabet, tiroid, menopoz, dolaşım bozuklukları, kanser hastalıklarında bu etki artmaktadır.
Bir başka neden ise kişilerin beslenme alışkanlıklarının değişmesi;
Az sıvı alımı; Su tüketim miktarının azalması hem metabolizmamızın çalışmasını hem de kas gücünü azaltmaktadır. Susuzluk hissinin yok olması su kaybını artırır ve yorgunluğa neden olabilir.
Yetersiz beslenme; Vücudumuzun birçok besin öğesine ihtiyacı bulunmaktadır. Özellikle enerji metabolizmasını etkileyen B grubu vitaminleri eksikliğinde yorgunluk hissi oluşabilmektedir. Bunun yanı sıra, C, D, E vitaminleri, çinko, selenyum, demir eksikliği de neden olabilmektedir.
Fazla kilo; Şişmanlık günümüzde birçok hastalığı tetikleyen bir faktör. Kişinin sağlıksız beslenmesi, fiziksel aktivitenin azalması, vücut yağ kitlesinin artmasıyla organların etrafınının yağ bağlaması da yorgunluk hissini artıracaktır.
Kahvaltı yapmamak; Sabah saatlerinde kan şekerimiz düşer ve yakıt olarak glikoz yani karbonhidrat içerikli bir yiyecek alınmazsa öğleye doğru şeker oranı normalin daha da altına inecektir, bu durum kişide yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, uyku hali yaratır.
Bol yağlı besinler tüketmek; Sindirim sistemini zorlayan beraberinde yorgunluk hissini artıran aşırı yağlı besinlerin sıklıkla tüketimi etkilemekte; fast-food, kızartmalar, hamur işlerini mümkün olduğu kadar tüketmemek de fayda var.
Alkol tüketimi; Aç karnına tüketilen veya tok olsak bile beraberinde tatlı yiyeceklerle tüketilen alkollü içecekler sıklığının artmasıyla yorgunluk hissi yaşanabilmekte.


Dyt. Özlem Sert Aydın
http://www.ozlemsert.com

Domuz Gribinden korunmak için nasil beslenelim

Domuz Gribinden korunmak için nasil beslenelim domuz gribi beslenme

Bir tür solunum yolu hastalığı olan domuz gribinin normal gripten farkı insandan insana hızlı bir şekilde yayılıp yüksek ateş, boğaz, baş ve eklem ağrısı, öksürük, halsizlik, üşüme hatta bazı kişilerde kusma ve ishalle bulgu vermesidir.
Hastalıktan korunmak için birincil olarak el hijyenine büyük önem verilmelidir, sık sık eller sabunla yıkanmalı ve kalabalık ortamlardan mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır. Bunun dışında vücudumuzun virüslere karşı özellikle domuz gribi virüsü olan H1N1’ e karşı savaşabilmesi için bağışıklık sisteminin de güçlenmesi ve özellikle belli yiyeceklerin sıklıkla tüketmelisi gerekmektedir.

Sarımsak tüketin: Sarımsak içeriğinde allicin adlı çok güçlü bir antioksidant bulunmakta ve vücudu serbest radikallerden korumaktadır. Sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirmenin de en ucuz yollarından biridir.
Yoğurt veya kefir tüketin: Birçok araştırma probiyotik gıdaların bağışıklık sistemimiz için yararlı olduğunu belirtmektedir. Yoğurt ve kefir bağışıklık sistemini güçlendirerek bir çok hastalığı önleyici etkiye sahiptir.
Supleman takviyesi alın: Tükettiğimiz besinler günlük vitamin ve mineral ihtiyacımızı karşılamayabilir.  Bu nedenle, bir uzmana danışarak vücudumuz için gerekli takviyeleri alabilirsiniz.
Yeşil çay tüketin: Polifenollerden zengin olan çay özellikle yeşil çay güçlü bir antioksidanttır. Siyah çayda aynı etkiye sahiptir ama yeşil çay içeriği daha zengindir.

Narenciye tüketin: Vücudumuz tarafından üretilmeyen ve depolanmayan C vitaminini günlük olarak çeşitli besinlerden almalıyız. Özellikle turunçgillerde bol miktarda,  taze sebzelerde, maydanozda, kabakta, soğanda ve domateste bulunur.
Yeterli protein alın: Metabolizmamızın ve kas dokumuzun çalışması, dokuların onarımı, bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ihtiyacımız ölçüsünde günlük proteinden zengin besinler tüketmeliyiz.
Çinkodan zengin beslenin: Çinko proteinlerin enerjiye dönüştürülmesi için çok önemlidir, zihinsel fonksiyonlarda, vücudun kendi kendini iyileştirmesi ve yenilemesi gereken durumlarda , bağışıklık sisteminin gelişmesinde, hormonal dengede önemli yere sahiptir. Kuruyemişler, deniz ürünleri, et, karaciğer, süt ve yumurtada bulunur.
Şekeri azaltın: Çalışmalar fazla tüketilen şekerin bağışıklık sistemini baskıladığını gösteriyor. Mümkün olduğu kadar şeker ve şekerli besinleri azaltmalısınız. Bu hem gripten hem de fazla kilodan korunmada etkili olacaktır.
Stresten uzak durun: Bağışıklık sisteminin zayıflamasında şekerin etkisi artık bilinen bir gerçek. Grip yanı sıra birçok hastalığında oluşumunu tetikliyor.


Dyt. Özlem Sert Aydın
http://www.ozlemsert.com

13 Ocak 2013 Pazar

Yaza girerken vücudunuz mu şişiyor?


“ Son günlerde kendimi balon gibi hissediyorum”
“Kilo almadım ama kıyafetlerim üzerime olmuyor”
“ Parmaklarımın şişliğinden yüzük bile takamıyorum”
Yaz aylarına günler kala sıkça yaşanan bu şikayetler vücudunuzda ödem yani şişlik olduğu anlamına geliyor. Gün içerisinde tüketilen su ve tuz miktarı vücuttaki ödemin en önemli nedenleri. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Murat Görgülü, vücuttaki ödemi azaltmanın yolları hakkında bilgi verdi.
Kronik hastalığınız varsa özellikle dikkat edin
İnsan bedeninde damar içerisinde dolaşan sıvıların damar dışına çıkması ve doku araları ile cilt altında birikmesi sonucunda ödem durumu gelişir. Alınan su ve tuz miktarı vücutta şişme ve ödem gelişiminde çok önemlidir. Gözle görülür bir ödem yani vücutta su toplaması olduğunda 3 litre kadar fazla sıvı vücutta birikmiş demektir. Ödemin oluşumunda böbrekten su ve tuz tutulumu önem taşır. Vücutta sıvı birikimi, bölgesel ya da tüm vücudu içerecek şekilde genel olabilir, bunların nedenleri farklıdır. Ödemin bölgesel dağılımı, nedeni hakkında önemli fikirler verir.
Ödemler pek çok hastalığa işaret edebilir
İnsan vücudunda belli bir bölge ya da organ ile sınırlıdır. Örneğin tek bacak, tek kol, iki bacak, göz, dudak gibi, tek kol ve tek bacak ödemlerinde o bölgede lenf akımının aksaması önemlidir. Tıkayıcı bir kitle, enfeksiyon ya da damar tıkanıklığı buna yol açabilir. Her iki bacak şişmesi aşırı varisler, kalp yetersizliği, lenfatik tıkanıklık, sürekli oturma ve hareketsizliğe bağlı olabilir. Yüz, dudak ve gözde oluşan ödemlerin de en sık nedeni, alerjik reaksiyonlar ya da kanda protein düşüklüğü olabilir. Kalp ve karaciğer gibi organ yetersizliklerinde de karın zar ve akciğer zarında sıvı birikimi olur; ayrıca bazı kanserlerin yayılması sonucunda karın ve akciğer zarlarında sıvı birikimi sıkça gözlenir. Ödemin süresi yaygınlığı ve kişide ek bir rahatsızlık olup olmaması tanıda ve tedavide büyük önem taşır.
1 gram tuz 200 ml. sıvı birikmesine neden olur
İnsan vücudunun büyük bir bölümünü içine alan ya da tüm vücudu kaplayan yumuşak doku şişmesine yol açan, sıvı birikimleridir. Her iki bacakta oluşan ödem uzun süre ayakta kalmaya bağlı olabilir. Bunda fazla tuz tüketimi çok önemlidir, fazladan alınan 1 gr tuz vücutta 200 ml sıvı birikmesine yol açar. Kalp yetersizliğinde de her iki ayakta şişme erken bir bulgudur. Kalp yetersizliğinde akciğerlerde de sıvı birikerek nefes darlığına yol açabilir.
Sabah kalktığımızda oluşan göz çevresi şişmesinde özellikle böbrek hastalıkları ve azalmış tuz atılımı düşünülmelidir. Böbrek rahatsızlığı dışında ileri derecede karaciğer yetersizliği de bu tip ödeme neden olabilir. Özellikle protein kaybına yol açan “nefrotik sendrom”da tüm yüz ve vücutta şişme olabilir. Ayrıca tüm vücutta şişmeye yol açan en önemli nedenlerden biri de alınan besinlerdeki tuz ve kimyasal madde miktarıdır. Normalde alınması gereken tuz miktarı, yaşa ve aktiviteye göre değişir ancak daha öncede söylediğimiz gibi aşırı tuzlu besinlerin tüketilmesi ile yeterli miktarda tuz böbreklerden atılamazsa vücutta sıvı birikmeye başlar. Öncelikle ayak bileği, göz çevresi gibi yumuşak doku bölgeleri şişmeye başlar. Hazır soslar, yapay tatlandırıcılar, bazı baharatlar, alkollü içecekler, bol kafeinli içecekler vücutta ödem oluşumunu artırır. Birçok ağrı kesici ilaç ve romatizma ilacı da vücutta su ve tuz tutarak ödeme yol açar. Birçok hormon ilacı, özellikle de kortizonlu ilaçlar vücutta aşırı su ve tuz tutulumuna neden olur. Aşırı hareketsizlikte lenf dolaşımını ve toplardamar dolaşımını azaltacağı için özellikle kollarda ve bacakta şişme yapar. Hep aynı pozisyonda kalan yaşlılarda yerçekiminin etkisi ile sıvı altta kalan bölümlerde toplanır, bu yalancı bir ödem görüntüsü verebilir.
Sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz ödemi azaltmak için çok önemli
Başlıca tedavi ödeme neden olan durumun ortadan kaldırılmasıdır. Örneğin fazla tuz alımının engellenmesi, alkol alınmaması, hazır besin ve soslardan uzak durulması, sigara ve kafeinli içeceklerin azaltılması en önemli hususlardır. Alınan ağrı kesici ve romatizma ilaçlarının dozu ayarlanmalıdır. Eğer kişide hareket eksikliği ve aşırı durağanlık var ise mobilizasyon, lenf ve kan dolaşımını artıracağı için ödemin azalmasına yardımcı olur.
Mutlaka bir doktora danışın
Eğer kişide vücutta sıvı birikimine yol açan herhangi bir hastalık öncelikle bu hastalığın tespit edilmesi ve buna yönelik tedavi yapılması temel prensiptir.
Kalp yetersizliği olan hastada tansiyon ve kalp atımının düzenlenmesi ve idrar söktürücü tedavi yapılması birinci derecede önemlidir. Hastanın idrarının artması ile ödem azalmaya başlar ancak bu ilaçların yan etkileri çok dikkatli olarak takip edilmelidir, fazla idrar söktürücü kullanımı aşırı tuz ve su kaybına yol açabilir, bu da halsizlik, tansiyon düşmesi ve kalp ritm bozukluğu gibi durumlara yol açabilir.
Böbreklerden protein kaybı olan ya da böbrek yetersizliği gelişmiş olan hastalarda proteinin tamamlanması diyetin ayarlanması, alınan tuz miktarını azaltılması çok önemlidir.
Karaciğer yetersizliğine bağlı ödemlerde de eksik proteinin tamamlanması ve idrar söktürücü tedavi uygulanması temel prensiptir.
Göz çevresi, ayak bilekleri, eller ya da vücudun herhangi bir yerinde şişme ve sıvı birikimi fark edildiğinde fazla zaman yitirmeden bir doktora danışmak çok önemlidir.

3 Ocak 2013 Perşembe

Doğuştan engelli çocukları, hayata kazandıran teknoloji Türkiye'de


Tobii Techology, Tobii Assistive ürünleri ile doğuştan engelli çocuklara yeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Hareket kabiliyetini kısmi veya tamamen yitirmiş hastalar için umut ışığı olan Tobii Assistive ürünleri, hastaların sadece göz hareketleriyle iletişim kurmalarını sağlıyor.
Tobii Assistive ürünleri doğuştan engelli çocuklara hayatı öğretiyor. Doğuştan engelli çocuk, dünyayı ve iletişim kurmayı bu yazılımlar sayesinde öğrenip, iletişim yeteneğini geliştirebiliyor.  Hayatında hiç iletişim kuramamış engelli çocuklar, bu ürün ile okuyup, yazabiliyor, diafon yardımıyla konuşabiliyor.
Engelli çocuklar göz kontrol teknolojisi sayesinde bakılan alanlar üzerinde, mouse ve klavye ile yapabildikleri işlemlerin yanı sıra, Tobii Technology’nin sunduğu özel yazılımlar sayesinde, çeşitli komut ve uygulamaları kolayca seçebiliyor. Herhangi bir harekete ihtiyaç duymayan çocuklar, bilgisayar kullanıp müzik çalabiliyor, zihinsel gelişimleri için sembollerle zeka oyunları oynuyor, çizgi film izleyebiliyor, cep telefonuyla acil durum aramaları gerçekleştirebiliyor, cümle yazarak ya da belirli kelime gruplarını seçerek bilgisayar yardımı ile konuşabiliyor, TV kumandasını kontrol edebiliyor, acil durumlarda alarm verebiliyor ve gerekli kurumları arayabiliyor.
Tobii Assistive ürünleri öğrenim zorluğu çeken, zeka geriliği ya da benzeri mental problemler yaşayan çocuklar için de iletişim geliştirici ürünler olarak kullanılmasının yanı sıra ALS, Otizm, Rett Sendromu, Serebral Palsi, Ağır Romatizma hastalarına, Tramvatik Beyin Hasarlarına, inme geçirenlere, Kısmi Felçlilere ve Omurilik Felçlilerine de umut ışığı oluyor.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız